Перевод: с турецкого на все языки

со всех языков на турецкий

dünya âlem

  • 1 dünya âlem

    \dünya âlem oradaydı alle waren dort

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > dünya âlem

  • 2 dünya âlem

    all the world, everybody

    İngilizce Sözlük Türkçe > dünya âlem

  • 3 âlem

    âlem [a:lem] s
    1) ( evren) Weltall nt, Universum nt, Kosmos m
    2) ( dünya) Welt f
    dünya \âlem ( fam) alle Welt
    3) Reich nt; (masal \âlemi) Land nt
    bitkiler/hayvanlar/rüyalar \âlemi das Reich der Pflanzen/Tiere/Träume
    4) ( fig) o ( fam) ( eğlence) Vergnügen nt, Spaß m
    \âlem yapmak auf die Pauke hauen
    5) ( insanlar) Leute pl

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > âlem

  • 4 dünya

    dünya s
    1) astron Erde f
    2) Welt f
    \dünya âlem ( fam) alle Welt
    \dünya başına yıkıldı ( fam) eine Welt brach für ihn zusammen
    \dünyadan elini eteğini çekmek ( fig) sich von der Welt zurückziehen [o abkehren]
    \dünyanın öbür ucunda am anderen Ende der Welt
    \dünyanın yedi harikası die sieben Weltwunder
    \dünyayı tozpembe görmek ( fig) die Welt durch eine rosarote Brille sehen
    bütün \dünya ( fam) die ganze Welt

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > dünya

  • 5 dünya

    земля́ (ж)
    * * *
    1) мир; вселе́нная; земля́

    dünya haberleri — междунаро́дные изве́стия

    dünya hâkimiyeti — мирово́е госпо́дство

    dünyanın her tarafına gitmek — объе́здить весь свет

    dünya piyasası — мирово́й ры́нок

    dünya satranç şampıyonu — чемпио́н ми́ра по ша́хматам

    dünya savaşı — мирова́я война́

    dünya yüzünde — на земле́

    2) астр. Земля́
    3) весь мир, весь свет, все лю́ди, все

    dünya âlem — весь свет, все лю́ди, все

    dünya ne söylerse söylesin onun umrunda olmuyor — пусть все говоря́т, что хотя́т, ему́ до э́того нет де́ла

    dünyaya rüsva etmek — опозо́рить на весь мир, опозо́рить пе́ред все́ми

    Batı dünyası — за́падный мир

    bitkiler dünyası — мир расте́ний

    hayvanlar dünyası — мир живо́тных

    5) вну́тренний мир; мироощуще́ние

    dünyaları apayrı iki insan — два челове́ка с соверше́нно разли́чными взгля́дами

    6) бесчи́сленное мно́жество, о́чень мно́го

    dünyanın parası harcandı — была́ потра́чена у́йма де́нег

    ••
    - dünya başına dar gelmek
    - dünya başına yıkılmak
    - dünyayı başına zindan etmek
    - dünya bir araya gelse
    - dünyanın dört bucağı
    - dünya durdukça
    - dünyadan elini eteğini çekmek
    - dünyadan geçmek
    - dünyaya gelmek
    - dünyaya getirmek
    - dünya gözü ile görmek
    - dünyaya gözlerini kapamak
    - dünyadan haberi olmamak
    - dünyanın kaç buçak olduğunu gösteririm!
    - dünya kadar
    - dünyaya kazık kakmak
    - dünya onun olmak
    - dünyalar onun olmak
    - dünyayı tutmak

    Türkçe-rusça sözlük > dünya

  • 6 âlem

    1. المسكونة [المَسْكُونَة]
    Anlamı: dünya, cihan
    2. المعمورة [المَعْمُورَة]
    Anlamı: dünya, cihan
    3. بيئة [بِيئَة]
    4. جو [جَوّ]
    5. دنيا [دُنْيا]
    Anlamı: dünya, cihan
    6. عالم [عالَم]
    Anlamı: dünya, cihan
    7. كون [كَوْن]
    Anlamı: dünya, cihan
    8. محيط [مُحِيطٌ]
    9. ملكوت [مَلَكُوت]
    Anlamı: dünya, cihan
    10. وسط [وَسَط]

    Türkçe-Arapça Sözlük > âlem

  • 7 dünya

    1. the world, the earth. 2. the universe. 3. everyone, people. -da never in this world: Dünyada gitmem. I would not go for the whole world. - ahret kardeşim olsun. colloq. Let it be friendship only. - âlem colloq. everybody. -yı anlamak to understand life, be mature. -yı başına dar etmek /ın/ to make life unbearable for. - başına yıkılmak to be very miserable. -lar benim oldu. colloq. I felt on top of the world. - bir araya gelse even if everybody is opposed. -nın dört bucağı the four corners of the earth. - durdukça for ever and ever. -dan elini eteğini çekmek to cut oneself off from the world and worldly things. - evi marriage. - evine girmek to get married. -dan geçmek/-dan el çekmek to retire from the world, lose touch with life. -sından geçmek to lose one´s interest in life. -ya gelmek to be born, come into the world. -ya getirmek /ı/ to give birth to, bring into the world. - görüşü one´s general philosophy of life. -ya gözlerini açmak to be born, open one´s eyes to the world. -yı gözü görmemek to be so affected by something that one can´t think of anything else. - gözü ile görmek /ı/ to see (someone) before one dies. -ya gözlerini kapamak/yummak to die, pass away, close one´s eyes to the world. - güzeli 1. (person) of outstanding beauty. 2. Miss Universe. -dan haberi olmamak to be unaware of what is going on around one. -yı haram etmek /a/ to make life a living hell for (someone). -nın kaç bucak/köşe olduğunu anlamak/öğrenmek to learn by bitter experience. -nın kaç bucak olduğunu göstermek /a/ to give (someone) what he has coming to him. - kadar a whole lot. -ya kazık kakmak to live to a ripe old age. - kelamı worldly talk. - kelamı etmek to talk about worldly things. - kurulalıdan beri since the world began. - malı/nimeti wealth, possessions. - malı dünyada kalır. proverb You can´t take it with you. -lar (onun) olmak to be very happy. -nın öbür/bir ucu the far end of the world. -nın parası a lot of money. - penceresi colloq. the eyes. - (Peygamber) Süleyman´a bile kalmamış. proverb No man can live forever. -yı tozpembe görmek to see things through rose-colored glasses. -yı tutmak to spread far and wide. - varmış! colloq. How wonderful! (expression of relief). -nın yedi harikası Seven Wonders of the World. - yıkılsa umurunda değil. colloq. He doesn´t give a damn. - yüzü görmemek to be overwhelmed by circumstances. -yı zindan/zehir etmek /a/ to make life unbearable for. - zindan olmak /a/ to be in great distress.

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > dünya

  • 8 felek

    1. حظ [حَظّ]
    Anlamı: talih, baht, şans
    2. دنيا [دُنْيا]
    Anlamı: dünya, âlem
    3. سماء [سماء]
    Anlamı: gök, gök yüzü
    4. عالم [عالَم]
    Anlamı: dünya, âlem
    5. نصيب [نَصِيب]
    Anlamı: talih, baht, şans

    Türkçe-Arapça Sözlük > felek

  • 9 dış

    "1. outside, exterior. 2. outer appearance; outer covering. 3. external, outer. 4. foreign. 5. geom. circumscribed. -ında /ın/ outside (of). - açı geom. exterior angle. - borç foreign loans. - çevre psych. external environment. - dünya/âlem external world. -ı eli yakar, içi beni (yakar).colloq. 1. Others think him charming; I know him to be unpleasant. 2. It looks good on the surface, but inside it is terrible.-ı hayhaylı, içi vayvaylı.colloq. 1. Others think him charming; I know him to be unpleasant. 2. It looks good on the surface, but inside it is terrible. -ı kalaylı, içi alaylı. colloq. 1. Others think him charming; I know him to be unpleasant. 2. It looks good on the surface, but inside it is terrible. - gebelik ectopic pregnancy. - gezegen superior planet. - haberler foreign news. - hat 1. telecommunications external line. 2. telecommunications, transportation international line. -ında kalmak /ın/ to stay out of. - kapak (outer) cover (of a book). - kapının dış mandalı a very distant relative. - lastik auto. tire, casing. - pazar foreign market. - ticaret foreign trade. -a vurmak /ı/ to show, manifest. "

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > dış

  • 10 acun

    1. المسكونة [المَسْكُونَة]
    Anlamı: âlem, dünya
    2. المعمورة [المَعْمُورَة]
    Anlamı: âlem, dünya
    3. دنيا [دُنْيا]
    Anlamı: âlem, dünya
    4. عالم [عالَم]
    Anlamı: âlem, dünya
    5. كون [كَوْن]
    Anlamı: âlem, dünya
    6. ملكوت [مَلَكُوت]
    Anlamı: âlem, dünya

    Türkçe-Arapça Sözlük > acun

  • 11 cihan

    1. المسكونة [المَسْكُونَة]
    Anlamı: evren, âlem, dünya
    2. المعمورة [المَعْمُورَة]
    Anlamı: evren, âlem, dünya
    3. دنيا [دُنْيا]
    Anlamı: evren, âlem, dünya
    4. عالم [عالَم]
    Anlamı: evren, âlem, dünya
    5. كون [كَوْن]
    Anlamı: evren, âlem, dünya
    6. ملكوت [مَلَكُوت]
    Anlamı: evren, âlem, dünya

    Türkçe-Arapça Sözlük > cihan

  • 12 cihan

    world " dünya; universe" evren, âlem

    İngilizce Sözlük Türkçe > cihan

См. также в других словарях:

  • dünya âlem — zm., hlk. Herkes, bütün insanlar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • âlem — is., gök b., Ar. ˁālem 1) Evren 2) Dünya, cihan İnsan âlemde, hayal ettiği müddetçe yaşar. Y. K. Beyatlı 3) Aynı konu ile ilgili kimseler 4) Bu kimselerin uğraşlarının bütünü Geçen kışın tiyatro, cambazhane âlemlerini uzun uzun tasvir ediyordu. O …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dünya — is., gök b., Ar. dunyā 1) Güneşe yakınlık bakımından üçüncü gezegen, yer, yerküre, yer yuvarı, yer yuvarlağı, acun 2) Dış, çevre, ortam Biz dünyadan ayrı yaşarken dünya epey değişmiş. H. C. Yalçın 3) İnançları bir olan ülke veya insanlar… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ÂLEM-İ ŞAHADET — Şahâdet âlemi. Bu dünya. Cenâb ı Hakkın âyetlerine ve emirlerine imân edenlerin, hakka, hakikate şahadette bulundukları ve Allah a itaat ve ibadetle mükellef oldukları dünya âlemi.(Âlem i şahadet, avâlim i guyub üstünde tenteneli bir perdedir. M …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • ÂLEM — Bütün cihan. Kâinat. * Dünya. * Her şey. * Cemaat. * Halk. * Cemiyet. Dehr. * Hususi hal ve keyfiyet. * Bir güneş ile ona tâbi olan ve etrafında devreden seyyarelerin teşkil ettiği dâire. (Cenab ı Haktan gayrı mahlukata Âlem denmesi, mucidi olan… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • ÂLEM-İ MİSÂL — Rüyâda görülen âlem. Dünyada mevcud bulunan bütün eşya ve zuhura gelen bütün ef âlin aynısı ile müretteb ve mütekevvin olan bir tarzı veya âlem i ruhâninin bir nev i. (L.R.)(Gördüm ki: Âlem i misâl, nihâyetsiz fotoğraflar ve her bir fotoğraf,… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • ÂLEM-İ SÜFLÎ — Süflilerin âlemi. Dünyâ âlemi. Âlem i şehadet, âlem i nâsut. (Bak: Nâsut)(Şu kâinata nazar ı hikmetle bakıldığı vakit, azim bir şecere mânasında görünür. Ve şecerenin nasıl dalları, yaprakları, çiçekleri, meyveleri vardır. Şu şecere i hilkatin de …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • ÂLEM-İ ŞUHUD — Bilip keşfedilen, görür gibi bilinen âlem. Görünen âlem. Dünya. Kâinat …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • ÂLEM-İ ESBAB — Sebepler âlemi. Her şeyin bir sebebe dayanarak olduğu âlem. Bu dünya …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • ÂLEM-İ FÂNİ — Gelip geçici âlem, dünya …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • ÂLEM-İ NÂSUT — İnsanlar âlemi ve dünya hayatı. Mahlukiyet. Âlem i Lâhut un zıddı …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»